Kafamızda yer alan kemiklerin içinde yerleşmiş ve kanalları burnun iç kısmına doğru açılan, iç kısmı hava dolu durumda olan kemik boşluklarına sinüs ismi verilir. Doğumdan sonra ethmoid ile birlikte maksiler sinüsler meydana gelmektedir. Sfenoid ile birlikte frontal sinüsler de daha sonradan meydana gelir ve ergenlik konusunda tamamı oluşur. Sesin tınısıyla birlikte karakterini sinüsler sağlamaktadır. Bunun yanı sıra burundan geçmekte olan havanın nemlenmesiyle beraber vücut ısısına yaklaşabilmesine yardımcı olmaktadır. İç kısmı hava dolu olduğundan dolayı kafanın ağırlığını azaltmış olur ve başın tamamen dik bir şekilde durmasına destek olmaktadır. Sinüzitle alakalı hastaları, sinüsler söz konusu görevini tam bir şekilde yapamadığından dolayı başlarında çok büyük bir ağırlık hissetmektedirler.
Sinüs boşluklarını kaplamış olan mukoza viralle birlikte bakteriyel ve de mantar benzerinde yer alan sebeplerden dolayı iltihaplanır. Bu söz konusu duruma ise sinüzit ismi verilir. Sinüzit isimli hastalık, iki haftadan çok daha kısa bir zaman sürerse akut sinüzit, 2 ila 12 hafta arasındaki bir zamanda sürerse subakut sinüzit, 12 haftadan daha da uzun bir zaman boyunca devam ederse kronik sinüzit şeklinde isimlendirilir.
Bağışıklık sistemiyle birlikte bunlara bağlı bir durumda sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçirme, burunla birlikte sinüs anatomisi, ilk sırada çocuklar üzerinde geniz etinin büyüklüğü ile birlikte alerjik rinit ve de kirli havalar sinüzit meydana gelmesini etkileyen en önemli faktörler arasında yer almaktadır.